Genel|

Mekatronik Mühendisleri Derneği Yönetim Kurulu Üyesi ve İstanbul Gelişim Üniversitesi Öğretim Görevlisi Sayın Kübra ERDOĞAN Hanım, Mesleki Eğitim Geleceği Şekillendiren Sessiz Güç isimli yeni makalesini yazmıştır:

Mesleki Eğitim Geleceği Şekillendiren Sessiz Güç

Geçtiğimiz günlerde duyduğumuz bir haber, modern ekonominin en temel gerçeğini, güçlü bir anekdotla bir kez daha yüzümüze vurdu: Ford’un CEO’sunun oğlunu yaz tatilinde sanayiye göndermesi.

Bu hamle, yüksek teknolojinin ve dijitalleşmenin zirvesinde dahi, üretimin hâlâ insanın eliyle başladığı gerçeğini bize hatırlatıyor. Bugün, Endüstri 4.0 üretim tekniklerinin, yapay zekânın ve biyoteknolojinin getirdiği baş döndürücü gelişmelerin geleceğin çalışma hayatını bambaşka bir hale büründüreceği kaçınılmazdır. Ancak, tüm bu sistemleri tasarlayan ve yöneten mühendislik vizyonu, temel zanaat ve pratik beceriyle desteklenmek zorundadır.

Bir civatayı doğru sıkmayı, bir motorun sesinden arızayı tanımayı veya bir devreyi kendi elleriyle kurmayı öğrenmeden, mühendislik düşüncesi tam anlamıyla yerleşmez. Mesleki eğitim işte bu noktada, teorik bilgiyi pratikle bütünleştirmenin ve karakter inşa etmenin en hayati aracı olarak hayatın tam ortasında duruyor.

Mesleki eğitimin önemi, sadece bireysel hedeflere ulaşılması açısından değil, aynı zamanda ulusal ekonominin gereksinim duyduğu insan kaynağını yetiştirmesi açısından da kritik öneme sahip bir unsurdur. Türkiye gibi genç ve dinamik popülasyona sahip ülkeler için eğitime ve insandan yana yapılan yatırım, süratli ve daha istikrarlı bir kalkınma sürecine girilmesini sağlayabilir.

İş dünyası artık sadece talimatları uygulayan değil, iş dünyasındaki yenilikleri teşvik eden vasıflı elemanlar beklemektedir. İyi eğitilmiş, vasıflı işçiler, sorun çözme yoluyla sürecin sürekli iyileştirilmesine yol açan yenilikçi yaklaşımlar sergileyebilmektedirler. Bu bağlamda, mesleki eğitim, öğrencilere sadece mesleki becerileri değil, aynı zamanda değişime uyum sağlamak için ihtiyaç duyulan yetkinlikleri de kazandırmalıdır.

CEO’nun oğlunun sanayiye gitmesi, mesleki eğitimin toplumsal statüden bağımsız bir üretim onuru olduğunu gösterir. Bir meslek edinmek, topluma uyumlu bir gelişim için çaba harcayan tüm bireyler açısından çok mühimdir. Meslek, bireyin kimliği için bir kaynak olarak, toplum içerisinde saygı edinmesine, toplum içinde bir statü kazanmasına ve değerlilik duygusu hissetmesine imkân veren bir alandır.

Mesleki eğitim, bireylere iyi bir vatandaş ve sorumlu bir fert yaratma fonksiyonuyla birlikte, iş ahlakı değerleriyle yetişmelerini hedeflemektedir.

SONUÇ: Geleceğe Yapılan En Kritik Yatırım

Mesleki eğitim, bireylerin kendi yaşamlarını şekillendirmeleri, potansiyellerini geliştirmeleri ve öz yeterliklerini artırmaları için gereken becerileri edinmelerinde merkezi bir role sahiptir. Mesleki eğitimin en önemli başarı göstergesi, mezunların mezun oldukları alanda kısa sürede istihdam edilme oranları olmalıdır.

Sanayiye, mesleki eğitimlere, atölyelere ve pratik eğitime değer vermek, Endüstri 4.0 ve dijital dönüşümün gerektirdiği beceri uyumunu geliştirmek ve sürdürülebilir kalkınmanın temelini atmaktır. Çünkü bilimin ilerlemesi, nitelikli bir zanaat kültürüyle beslenen usta ellerin varlığına bağlıdır. Mesleki eğitim Kanunu’nun temel amacı da, bireylerin ilgi, istidat ve kabiliyetlerini geliştirerek, kendilerini mutlu kılacak ve toplumun mutluluğuna katkıda bulunacak bir meslek sahibi olmalarını sağlamaktır.

Bu nedenle, CEO’nun oğlunun sanayideki deneyimi, modern üretim dünyasında pratik bilginin asla ikame edilemeyecek değerini bize hatırlatan bir ders niteliğindedir.

Videoyu izlemek için tıklayabilirsiniz.

Comments are closed.

Close Search Window