Genel|

Genel Başkanımız M. Abdullah Özver tarafından kaleme alınan yazı; yapay zekâ, robotik ve mekatronik alanlarında dünyadaki hızlı dönüşüme vurgu yapmakta, Türkiye’nin teknoloji odaklı üretim vizyonuna ilişkin önemli değerlendirmeler içermektedir.

Mekatronik Çağı Başladı: Türkiye, Yeni Sanayi Devrimini Kaçırmamalı

Dünya, insanlık tarihinin en hızlı teknolojik dönüşümünün içinden geçiyor.

Yapay zekâ destekli otomasyon yapıları, çevrimdışı karar verebilen robotlar, yüksek hassasiyetli elektronik–mekanik sistemler ve karmaşık kontrol algoritmaları artık her sektörün temel unsuru hâline geldi.

Robotik sistemler yalnızca fabrikalarda değil; evlerde, hastanelerde, sokakta ve gündelik hayatın içinde karşımıza çıkıyor. Bugün ev robotları, insansı robotlar, yapay zekâ ile kontrol edilen otomasyon yapıları, sürü robot teknolojileri, drone tabanlı uygulamalar ve bazı ülkelerin geliştirdiği robot asker–robot polis prototipleri hayatın gerçeği. Bir zamanlar hayal gibi görünen bu sistemler artık günlük yaşamın doğal bir parçası.

Geleceğe yön vermek isteyen gelişmiş ülkelerin tamamı mekatronik sistemleri kendi altyapılarına çoktan entegre etti ve bu alanda birbirleriyle yarışıyor. Mekatronik mühendisliği artık geleceğin değil; doğrudan bugünün gerçeği.

Sanayi devrimi geride kaldı; artık kesintisiz bir mekatronik devinimi başladı.
Yeni çağ, mekatronik çağıdır.
Bu çağın gereğini yerine getiren ülkeler geleceği belirleyecek; gereğini yapmayanlar ise başkalarının ürettiği teknolojilere mahkûm olacak.

Yeni Nesil Mühendislik Anlayışı

Bir zamanlar bilim kurgu filmlerinde gördüğümüz teknolojiler, bugün genç mühendislerin ellerinde gerçeğe dönüşüyor.

Artık lise ve üniversite çağındaki gençler bile:

  • kendi roketlerini tasarlıyor,
  • insansız hava araçları geliştiriyor,
  • uçan arabalar üzerinde çalışıyor,
  • otonom kara araçları üretiyor,
  • yüksek hızlı ulaşım sistemlerine çözümler geliştiriyor,
  • karmaşık elektronik ve kontrol sistemleri kuruyor,
  • yapay zekâ tabanlı karar mekanizmaları geliştiriyor.

Yeni nesil mühendislik artık makine, elektronik veya yazılımı ayrı başlıklar olarak görmüyor.
 Bu alanların hepsini tek bir bütünün parçaları olarak kullanıyor.

Bu tablo, mekatronik mühendisliğinin Türkiye’nin geleceğinde neden kritik bir rol üstlendiğini açıkça gösteriyor.
Gençlerin baktığı yön, çalıştığı konular ve geliştirdiği projeler, ülkemizin stratejik ekseninin mekatronik olduğunu net biçimde ortaya koyuyor.

Türkiye kritik bir eşikte: Yine yeni sanayi devrimini kaçıracak mıyız?

Tarih bize şunu gösteriyor:

  • Birinci sanayi devrimini kaçıran ülkeler onlarca yıl geriden geldi.
  • İkinci ve üçüncü sanayi devriminde geri kalanlar kendi endüstrilerini kurmakta zorlandı.
  • Bugün yaşadığımız dördüncü sanayi devrimi ise robotik, yapay zekâ ve mekatronik odaklı bir dönüşüm.

Bu nedenle artık sorulması gereken soru çok net:

Türkiye, robotik ve yapay zekâ çağını kaçıracak mı, yoksa bu çağın öncülerinden biri mi olacak?

Türkiye’deki mühendislik kültürü güçlü; fakat teknoloji 10 yıl boyunca kimseyi beklemedi

Türkiye’de köklü bir mühendislik kültürü var. Bu kültürü yıllardır ayakta tutan, disipline eden ve geliştiren güçlü yapılar mevcut.
Makine Mühendisleri Odası (MMO, 1954), Elektrik Mühendisleri Odası (EMO, 1954) ve diğer tüm odalar kendi alanlarında ülkemize değerli katkılar sağlamayı sürdürüyor. Bu birikimi görmezden gelmek mümkün değil.

Ancak bir gerçeğin altını çizmek gerekiyor:

Son kurulan mühendislik odası 2012 yılında kurulan Bilgisayar Mühendisleri Odası (BMO) oldu.Aradan geçen 13 yılda dünya, insanlık tarihinin en hızlı teknolojik sıçramalarından birini yaşadı.

Teknoloji 10 yıl boyunca kimseyi beklemedi.

  • Yapay zekâ kendi kendine öğrenebilen bir yapıya dönüştü.
  • Robotik sistemler olağanüstü bir hızla gelişti.
  • Sensör, kontrol ve yazılım teknolojileri bambaşka bir seviyeye ulaştı.
  • Otonom sistemler pek çok sektörde standart hâline geldi.

Dünya robotik ve yapay zekâ merkezli bambaşka bir yöne ilerlerken, mühendislik temsil yapılarının da bu hıza uyum sağlaması artık kaçınılmaz.

Burada kimseyi eleştirmek niyetinde değiliz.
Sadece şu gerçeği ifade ediyoruz:

Bugünün mühendislik sorunları, 70 yıl önce kurulmuş kurumsal yapılara göre şekillenmek zorunda değil.

Mekatronik mühendisliği artık klasik mühendislik anlayışının ötesinde

Mekatronik; mekanik, elektronik, yazılım, kontrol ve yapay zekâ gibi alanların aynı anda ve bütünleşik şekilde yürütüldüğü yeni bir mühendislik paradigmasıdır.
Ne bir alt dal, ne de geçici bir birleşimdir. Klasik oda tanımlarına sığması mümkün olmayan, kendi doğası olan bağımsız bir mühendislik alanıdır.

Bu disiplin artık:

  • kendi uzmanlık alanına,
  • kendi yetkinliklerine,
  • kendi sorumluluklarına,
  • kendi teknik sınırlarına
    sahip özgün bir mühendislik bakış açısını temsil ediyor.

Bu nedenle yeni bir mühendislik odası artık ertelenemeyecek bir ihtiyaçtır

Mekatronik Mühendisleri Odası, yalnızca meslek mensupları için değil; Türkiye’nin teknoloji politikası için de gereklidir.
Bu bir talep değildir — bir zorunluluktur.

Bu adım:

  • bir rekabet değil,
  • bir çatışma değil,
  • yerine geçme iddiası da değildir.

Yeni bir oda:

  • Mesleğin standartlarını belirleyecek,
  • Yetkinlik alanlarını netleştirecek,
  • Genç mühendislerin geleceğini güvence altına alacak,
  • Teknolojide nitelikli insan kaynağını güçlendirecek,
  • Türkiye’nin üretim ve rekabet kapasitesine doğrudan katkı sağlayacaktır.

Bu herhangi bir yapıya karşı bir hamle değil;
Türkiye’nin teknoloji çağındaki yerini sağlamlaştırmaya yönelik tamamlayıcı bir vizyondur.

Mevcut yapılar kendi alanlarında değer üretmeye devam ederken,
Mekatronik Mühendisleri Odası ise yeni teknolojik dönemin lokomotifi olacaktır.

M. Abdullah Özver

Genel Başkan

Mekatronik Mühendisleri Derneği

Comments are closed.

Close Search Window